Nasipte varsa, ilerde köşedeki kasap kesin bizim Hasip’tir demeyi çok istemiştim küçüklüğümden beri. Ama genel olarak dile getirmemede karar kılmıştım şu ana kadar. Küçüklüğüm demişken; atlet ve fanila arasındaki üç farkı bulmakla kendimi görevlendirmiş olmam herhalde bu yaşlardaki akıl almaz zihinsel gelişimimin öncülüğünü yapmış olabilir. Yine de bu gelişim ivmem şu yaşımda bile ışıl ışıl parlıyor. Ne dersiniz ? Ne derseniz deyin yahu, lafın gelişi sordum zaten. Gece olduğundan size
Göz görmeyince, göt kaşınırmış. Gider eski dehleyene bir selam çakarsın bebek.
bırakma, arkandan ağlar
Gözlerimi evdeki masaya dikmiş o gofretin son parçasını yesem mi yemesem mi diye takribi olarak bir 45 dakika geçirdiğimi itiraf etmek istiyorum. Ama kendisi de bir o kadar süre benimle göz göze durdu, lütfen bu ayrıntı atlanmasın. İletişimimiz tamamiyle “sen sus, gözlerin konuşsun” kapsamında olmasına rağmen, onun gözlerini bulmak imkansız gibiydi. Elimi masanın üzerine doğru uzattım, nereden baksan masa ile elim arasında 15 santim bir yükseklik vardı. Yememek için bir
papirus dediğin kağıttır müdür
Şimdi ismi afilli diye papirusu kağıttan başka birşey sanmayın, en nihayetinde işlevi belli. E bakandır, vekildir bunlar da aynı, işlevi belli ama en nihayetinde insandır. İnsan dediysem biyolojik olarak diyorum, yanlış anlaşılma olmasın. Homo sapiens diyeceğim şimdi ama anlamayıp bu gün olan yürüyüşe dem vurmaya kalkarlar diye heyecanlanıyorum. Ama çıkıp da laf edemezler ya… Ortalık bir karışmış, bir acaip olmuşken, başkalarını dinleyebilme yeteneklerini farkeden insan sayısının ormanlarımıda yaşayan dağ aslanı
Eve teslim biberden sonra evden teslim gözaltılar göz dolduruyor bebeğim.
Sabah saatlerinin verdiği mahmurluğu üstümden atarken dakika geçmiyor ki çılgın haberler almayayım. Facebook ve Twitter üzerinden paylaşılanların incelenmesi mevzusu, MİT in çılgın atarlı, yer yer tutarlı, çaktırmazsan sınırsız yetkileriyle birlikte yine özgürlüğümüzün doruk noktası olan bir güne merhaba dedim. Ülkemin genel olarak bir kaç şehrinde evden teslim gözaltılar devam ediyor, olaylar bir türlü durulmuyor. Eve teslim biberden sonra evden teslim gözaltılar göz dolduruyor bebeğim. Dün bugün devam eden Taksim Yayalaştırma Projesi
yer yer gözüm seğiriyor.
Toplumsal mesaj verme kaygısı taşımadan metinler yazacağım, öyle bir saçmalayacağım ki sanki rüyamdan altıma işemek üzereyken uyanmışımcasına koşarak kaçmam gerekecek diyorum ama olmuyor müdür. Bu dönemde cidden birşeylere suskun kalıp düz saçmalamayı başaramıyorum. Küçücük bir kız çocuğuna tecavüzden beraat edenler ( sonradan biri tutuklanmış ama göstermelik diye öyle korkuyorum ki… ); silahsız adamı kafasından vurup, meşru müdafa deyip videolarda apaçık ortadayken açık açık yüz kızarmadan yalan söyleyebilen bir emniyet mensubunun
Çok Gezi(!) bunlar
Ne yaptınız gençler ? Açıkçası kendime bu blogu açtığımda saçmalamak dışında birşey yazmayacağıma dair söz vermiştim. Ancak blogu açalı daha 1 hafta olmamış ve 3. yazıyı yazma şansı elde edememişken direnişimiz başladı. Ha yazamadım diye dert etmiyorum, ama yazabileydim bence iyiydi. Madem öyle dedim koskoca 2 hafta geçmiş bari 1 yazım olsun geziyle ilgili… İki hafta diyorum ama kaçıncı günü oldu yahu ? Gerçekten hatırlamıyorum sanırım şu an. Gezi’den taze
Mamafi
Günaydın genç, Mamafi konuya girmeden önce bu sabah duşa girdiğimde aklıma gelen duş başlığıyla şarkı söyleyenler topluluğunda olmadığıma bir kez daha halelulalala o la la la, margarita. Neyse konuya dönelim. Sabah mahmurluğunun insan üzerindeki etkisi üç kutu tadelle yüzünden tatlı komasıyla eş değerdir. Gözleri kapalı yürümeyi marifet sanmamızın asıl sebebinin; sabahın köründe işe giderken istemsizce gözler kapalı yürümemizden kaynaklandığını düşünüyorum. Akşam vakti bakkalın gelmesini dükkan içerisinde beklerken, her içeri girenin
Günlük yumurta
Selam genç, n’aptın ? Sabah dikleme “Ulan Hurşit huyundur çalmadan yapamazsın” diyerek uyandım. Acaba diyorum rüyamda televizyon izliyordum da samanyolutv Şekerpare mi yayınlamıştı. Tam karar veremiyorum. Ama rüyamda televizyon izleyecek kadar sıkıcı biri olduysam bu konuda birşeyler yapmam gerektiğini düşünüyorum. En azından bir playstation alır ekipçe sıkılabiliriz evde. Çok geçmeden kendimi iş yerine gelebilmek için yola attığımda, yol üstündeki simitçinin beni görüp “Buyur abi” diyerek daha ben gelemeden hazır ettiği